Aydan Erdoğan
Köşe Yazarı
Aydan Erdoğan
 

Yedi Kadın Bölüm 1: İlk Mektup

Yedi Kadın Bölüm 1: İlk Mektup Aidan – Bristol Freya – Cambridge Gale – Durham Tina – Lincoln Yolanda – Oxford Zayne – York Aidan, Freya, Gale, Tina, Yolanda ve Zayne en son konuşmalarından yaklaşık iki yıl sonra hiç tanımadıkları Odessa isimli bir kadından bir mektup aldılar. Mektupta onlar için çok güzel bir davet vermek istediğini, mümkünse hemen hazırlanıp gelmeleri yazıyordu. Gidecekleri adres bir hafta sonra pazartesi günü saat 21.00 de şehirlerinde ki tren garında onları bekleyen bir kadın tarafından verilecekti. Aidan evindeydi, yardımcısı Sofia’nın mektubu getirdiği sırada yeni satın aldığı ayakkabıları deniyordu. Sofia her zaman ki gibi yine telaşla kapısını çaldı. “Gelebilirsin Sofia.” Sofia kapıyı açıp içeri girdi. Odayı havalandırmasına rağmen pencere yine açıktı, hızla pencereye doğru gidiyordu ki Aidan seslendi. “Kapatma, öyle kalsın. Ne oldu? Kim geldi.” “Postacı… Efendim. Bu mektubu getirdi.” “Okur musun?” Sofia mektup açacağını masadan alıp, dikkatlice zarfı kesti. “Bayan Odessa diye birisinden geliyor mektup.” “Odessa kim?” “Bayan Aidan, sizleri rahatsız etmek istemezdim ama buna mecbur kaldım. Sizleri ve yakın dostlarınızı iki hafta sonra sizlerin onuruna vereceğim davete bekliyorum. Geleceğinizi umarak çok teşekkür ediyorum efendim. Beni kırmayın lütfen. Sevgiler Odessa…” Aidan, mektubu yazanı hatırlayamıyorum diye söylendi. Odessa… Kim bu kadın? Açık pencereden dışarıya doğru bakıp düşünmeye başladı. Ama hayır bir türlü hatırlayamıyordu. Belki Gale ya da Zayne tanıyor olabilirdi. Neyse ne bu ayakkabılar kesinlikle bu davete uygundu ve acilen yeni giysiler almalıydı. Freya akşam yemeği için mutfakta aşçısı ile konuşuyordu, önemli misafirler gelecekti her şey mükemmel olmak zorundaydı, oğlu, oğlunun eşi ve eşinin ailesi de yemekte olacaktı. Üstelik eski eşi de geleceğini duyurmuştu, sanki ne lüzum var diye düşündü, kesinlikle bunu küçük oğlu Brad ayarlamıştı, hala bu kadar ısrar etmesinin hiç uygun olmadığını defalarca söylemesine rağmen annesini dinlemiyordu, neyse sadece bir akşam yemeği fazla sohbet etmem artık dedi içinden, hazırlanması, akşam için giyinmesi gerekiyordu. Mutfaktan çıkıp odasına gitmek için merdivenlere yöneldi. Büyük salonun kapısının önünde ki yuvarlak masada mektuplar gözüne ilişti, odasına gitmeden masaya doğru yürüdü, bir kaç gereksiz davetiye, kralın adı yazılı bir mektup birde üzerinde Odessa yazan bir mektup vardı. Tümünü eline alıp, yeniden merdivenlere yöneldi. Odasına girdi, mektupları yatağının üzerine bıraktı. Giysi dolabının önünde bir süre baktı siyah uygun olur muydu, yoksa koyu yeşil mi? Tekrar yatağına döndü, gözüne ilişen mektubu aldı. Çalışma masasına döndü, sandalyesine oturdu. Mektubunu açıp okumaya başladı. Yüz ifadesi değişti, kim bu kadın? Bizi nereden tanıyor? O sırada kapısı çalındı. ‘Girebilirsiniz.” Gelen hizmetçisi Ruth’ du. ” Efendim, Bay Brad dışarı çıkıyor. Çıkmadan sizi bekliyormuş.” “Tamam, Ruth, mektuplar ne zaman geldi?” “Öğleden sonra efendim.” “Teşekkür ederim. Koyu yeşil elbiseyi hazırlayın, ben Brad ile konuşup geliyorum.” Brad merdivenlerin önünde bekliyordu. Elinde şemsiyesi ve evrak çantası vardı. Annesini görünce gülümsedi. “Anneciğim, sizi görmeden gitmek istemedim. Akşam için babam ile birlikte döneceğim. Sizin için de uygun mu?” “Evet, uygun ve lütfen geç kalmayın.” Brad annesi Freya’nın elini öptü ve çıktı. Freya yeniden odasına döndü, giyindi, artık hazırdı. Gale, her zaman ki gibi erkenden uyanmış, kızlarıyla sabah kahvaltısını yapmıştı. Şimdi bahçıvanlarıyla evinin dillere destan gül bahçesini geziyordu. Görselliğe verdiği önem kralın kulağına gitmiş, üç gün sonra akşam yemeğine davetliydi. Küçük kızı Alina yanına gelene kadar kral ve kraliçe için özenle hazırlattığı gül sepetini kontrol ediyordu. Koşarak gelip bacaklarına yapışan Alina’yı kucağına alıp öptü. “Hey dur bakalım küçük hanım, bu ne enerji?” “Anneciğim, size bir mektup gelmiş.” “Ver bakalım, acaba kimden gelmiş?” Kızını kucağından indirip, açılmış mektubu okumaya başladı. Biri dalga geçiyor olmalı şimdi bu davet neyin nesiydi? Mektubu katlayıp, bahçe işleriyle uğraşırken giydiği önlüğün cebine koydu. Akşam yola çıkacaklardı o yüzden hazırlanması gerekiyordu. “Sepeti kurdele ile süsleyiniz. Sonra, arabaya koyun, dikkat edin yolumuz uzun, herhangi bir bozulma olmasın.” Kızının elinden tutup, eve girdiler. Yukarı çıkıp elbise seçmesi ve küçük bir bavul hazırlanması gerekiyordu. Hizmetçisi Meg ile odasına girdi. Sarı simli, kabarık, dantelli bir elbise seçti. Elbiseye uygun küçük bir bavulun içine 1 gece için gerekli eşyaları ayırdı. Meg onları yerleştirirken odadan ayrıldı. Tina kış bahçesinde çayını içiyor günlük gazeteleri okuyordu. Eşi ve çocukları çoktan işe ve okula gitmişlerdi. Evde büyük temizlik vardı. Uşağı Tony gelene kadar elindeki gazeteye dalmıştı. “Rahatsız ediyorum hanımefendi, bir mektubunuz var.” Başını kaldırdı, saçını düzeltti. “Kimden?” “Bayan Odessa isminde biri.” “…” Tony mektubu açıp, hanımına uzattı. Tina mektubu aldı, okumaya başladı. “Bayan Tina…” Tanımıyorum ki… Neyse kızlarla konuşmalıyım, bakalım onların bilgisi var mı? “Tony, odam hazır mı? Biraz dinlemek istiyorum.” “Derhal hazırlanmasını sağlıyorum efendim. Siz buyurun, sanırım akşam yemeği için aşçı size bir şeyler sormak istiyor.” Tina, gazeteleri katlayıp, düzgünce üst üste dizdi. Çay fincanını tabağına koyup, ayağa kalktı. Mutfağa doğru yürürken aklında Odessa ve yazdığı mektup vardı. Aşçı ile konuşup odasına çıktı. Çalışma masasının çekmesinden altı ayrı mektup kâğıdı ve zarf çıkardı. Mührünü hazırladı. Mektupları yazınca Tony’nin gelmesi için zili çaldı. Mektupları acil olarak göndermesini istedi. Yolanda, dün gece ki davetten geç geldiği için hala uyuyordu. Hizmetçisi Flora böyle zamanlarda çok önemli bir şey yoksa hanımını asla rahatsız etmezdi. Saat henüz öğleden sonra bir, yaklaşık yarım saat sonra uyanır. Önce bir fincan sade kahve içer, kendisine gelene kadar. Sonra güzel bir kahvaltı ister, ama uyandığında hepsi hazır olmalı, yoksa çok sinirlenir. Yolanda, hizmetçisini yanıltmadı, saat tam bir buçukta uyandı. Esneyerek, kahvaltıyı bahçede yapmak istediğini söyledi. Flora, diğer hizmetçilere bu isteği iletti. Hanımefendisine sade kahvesini götürdüğünde mektubu da verdi. “Sen oku Flora, gözlerim hala kapalı.” “Peki, efendim, mektup Londra’dan Bayan Odessa’dan geliyor.” “Odessa… Odessa kim ki bu? Devam et dinliyorum.” “Sizi ve arkadaşlarınızı Londra’ya davet ediyor.” Yolanda, tek gözünü açıp, “Tanımıyorum.” dedi. Kahvesini bitirdi, ayağa kalktı. “Banyomu hazırlayın, banyodan sonra bir fincan kahve daha istiyorum. Bu pekiyi gelmedi.” Flora hanımefendisinin fincanını aldı. Birlikte yukarıya çıktılar. Yolanda, küvette köpük banyosu yaparken mektubun bir şaka olabileceğini düşündü. En iyisi hiç bir cevap vermemekti. Banyodan çıktığında yatağının üzerinde hazır bekleyen giysileri giydi. Zayne, Paris’ten gelen giysi ve aksesuarları kontrol ediyordu. York ‘un en ünlü, en büyük mağazasının sahibiydi. Ülkenin dört bir yanından gelen müşterileri vardı. Yanında on çalışanı ile onyedi yıldır aile mirası olan bu işi yapıyordu. Kızı eski kocası ile İsviçre’ ye tatile gitmişti. Kendisinin de tatile ihtiyacı vardı, yıllardır erteliyordu. Aklına arkadaşları geldi. Keşke noel tatilinde buluşabilsek diye düşündü. Arabasına binip, eve geldiğinde kapıda onu karşılayıp kürkünü alan uşağı Braun yemeğin hazır olduğunu söyledi. “Çok yorgunum ama çok da acıktım Braun.” “Efendim, ayrıca bu sabah bir mektup geldi size.” “Kimmiş bana mektup yazan?” “Bayan Odessa.” “Yemekten sonra okurum, çalışma masama koymanızı rica ediyorum.” Braun, hanımının yemeğe hazırlanması için odasına kadar refakat edip, mektubu masaya koydu ve odadan çıktı. Zayne, banyosunu yapıp, rahat giysiler giyinip aşağıya indi. Yemeğini yedikten sonra tekrar odasına çıktı. Yorgunluğu artmıştı, geceliğini giyip, masasının üstündeki mektubu aldı. Yatağına uzandı, okuma lambasını yakıp mektubu okumaya başladı. Tanımadığı bir insandan gelmişti mektup, özlediği dostlarıyla birlikte davet ediliyordu. Tam da bugün onları düşünmüştü. Aydan Erdoğan
Ekleme Tarihi: 18 Şubat 2022 - Cuma
Aydan Erdoğan

Yedi Kadın Bölüm 1: İlk Mektup

Yedi Kadın Bölüm 1: İlk Mektup

Aidan – Bristol
Freya – Cambridge
Gale – Durham
Tina – Lincoln
Yolanda – Oxford
Zayne – York

Aidan, Freya, Gale, Tina, Yolanda ve Zayne en son konuşmalarından yaklaşık iki yıl sonra hiç tanımadıkları Odessa isimli bir kadından bir mektup aldılar. Mektupta onlar için çok güzel bir davet vermek istediğini, mümkünse hemen hazırlanıp gelmeleri yazıyordu. Gidecekleri adres bir hafta sonra pazartesi günü saat 21.00 de şehirlerinde ki tren garında onları bekleyen bir kadın tarafından verilecekti.

Aidan evindeydi, yardımcısı Sofia’nın mektubu getirdiği sırada yeni satın aldığı ayakkabıları deniyordu. Sofia her zaman ki gibi yine telaşla kapısını çaldı.

“Gelebilirsin Sofia.”

Sofia kapıyı açıp içeri girdi. Odayı havalandırmasına rağmen pencere yine açıktı, hızla pencereye doğru gidiyordu ki Aidan seslendi.

“Kapatma, öyle kalsın. Ne oldu? Kim geldi.”
“Postacı… Efendim. Bu mektubu getirdi.”
“Okur musun?”
Sofia mektup açacağını masadan alıp, dikkatlice zarfı kesti.
“Bayan Odessa diye birisinden geliyor mektup.”
“Odessa kim?”

“Bayan Aidan, sizleri rahatsız etmek istemezdim ama buna mecbur kaldım. Sizleri ve yakın dostlarınızı iki hafta sonra sizlerin onuruna vereceğim davete bekliyorum. Geleceğinizi umarak çok teşekkür ediyorum efendim. Beni kırmayın lütfen. Sevgiler Odessa…”
Aidan, mektubu yazanı hatırlayamıyorum diye söylendi. Odessa… Kim bu kadın? Açık pencereden dışarıya doğru bakıp düşünmeye başladı. Ama hayır bir türlü hatırlayamıyordu. Belki Gale ya da Zayne tanıyor olabilirdi.

Neyse ne bu ayakkabılar kesinlikle bu davete uygundu ve acilen yeni giysiler almalıydı.
Freya akşam yemeği için mutfakta aşçısı ile konuşuyordu, önemli misafirler gelecekti her şey mükemmel olmak zorundaydı, oğlu, oğlunun eşi ve eşinin ailesi de yemekte olacaktı.

Üstelik eski eşi de geleceğini duyurmuştu, sanki ne lüzum var diye düşündü, kesinlikle bunu küçük oğlu Brad ayarlamıştı, hala bu kadar ısrar etmesinin hiç uygun olmadığını defalarca söylemesine rağmen annesini dinlemiyordu, neyse sadece bir akşam yemeği fazla sohbet etmem artık dedi içinden, hazırlanması, akşam için giyinmesi gerekiyordu.

Mutfaktan çıkıp odasına gitmek için merdivenlere yöneldi. Büyük salonun kapısının önünde ki yuvarlak masada mektuplar gözüne ilişti, odasına gitmeden masaya doğru yürüdü, bir kaç gereksiz davetiye, kralın adı yazılı bir mektup birde üzerinde Odessa yazan bir mektup vardı.

Tümünü eline alıp, yeniden merdivenlere yöneldi. Odasına girdi, mektupları yatağının üzerine bıraktı. Giysi dolabının önünde bir süre baktı siyah uygun olur muydu, yoksa koyu yeşil mi? Tekrar yatağına döndü, gözüne ilişen mektubu aldı. Çalışma masasına döndü, sandalyesine oturdu. Mektubunu açıp okumaya başladı. Yüz ifadesi değişti, kim bu kadın?

Bizi nereden tanıyor? O sırada kapısı çalındı.
‘Girebilirsiniz.”
Gelen hizmetçisi Ruth’ du.
” Efendim, Bay Brad dışarı çıkıyor. Çıkmadan sizi bekliyormuş.”
“Tamam, Ruth, mektuplar ne zaman geldi?”
“Öğleden sonra efendim.”

“Teşekkür ederim. Koyu yeşil elbiseyi hazırlayın, ben Brad ile konuşup geliyorum.”
Brad merdivenlerin önünde bekliyordu. Elinde şemsiyesi ve evrak çantası vardı. Annesini görünce gülümsedi.

“Anneciğim, sizi görmeden gitmek istemedim. Akşam için babam ile birlikte döneceğim. Sizin için de uygun mu?”

“Evet, uygun ve lütfen geç kalmayın.”
Brad annesi Freya’nın elini öptü ve çıktı.
Freya yeniden odasına döndü, giyindi, artık hazırdı.

Gale, her zaman ki gibi erkenden uyanmış, kızlarıyla sabah kahvaltısını yapmıştı. Şimdi bahçıvanlarıyla evinin dillere destan gül bahçesini geziyordu. Görselliğe verdiği önem kralın kulağına gitmiş, üç gün sonra akşam yemeğine davetliydi. Küçük kızı Alina yanına gelene kadar kral ve kraliçe için özenle hazırlattığı gül sepetini kontrol ediyordu.

Koşarak gelip bacaklarına yapışan Alina’yı kucağına alıp öptü.
“Hey dur bakalım küçük hanım, bu ne enerji?”
“Anneciğim, size bir mektup gelmiş.”
“Ver bakalım, acaba kimden gelmiş?”

Kızını kucağından indirip, açılmış mektubu okumaya başladı. Biri dalga geçiyor olmalı şimdi bu davet neyin nesiydi? Mektubu katlayıp, bahçe işleriyle uğraşırken giydiği önlüğün cebine koydu. Akşam yola çıkacaklardı o yüzden hazırlanması gerekiyordu.

“Sepeti kurdele ile süsleyiniz. Sonra, arabaya koyun, dikkat edin yolumuz uzun, herhangi bir bozulma olmasın.”

Kızının elinden tutup, eve girdiler. Yukarı çıkıp elbise seçmesi ve küçük bir bavul hazırlanması gerekiyordu.

Hizmetçisi Meg ile odasına girdi. Sarı simli, kabarık, dantelli bir elbise seçti. Elbiseye uygun küçük bir bavulun içine 1 gece için gerekli eşyaları ayırdı. Meg onları yerleştirirken odadan ayrıldı.

Tina kış bahçesinde çayını içiyor günlük gazeteleri okuyordu. Eşi ve çocukları çoktan işe ve okula gitmişlerdi. Evde büyük temizlik vardı. Uşağı Tony gelene kadar elindeki gazeteye dalmıştı.

“Rahatsız ediyorum hanımefendi, bir mektubunuz var.”
Başını kaldırdı, saçını düzeltti.
“Kimden?”
“Bayan Odessa isminde biri.”
“…”

Tony mektubu açıp, hanımına uzattı.
Tina mektubu aldı, okumaya başladı.
“Bayan Tina…”

Tanımıyorum ki… Neyse kızlarla konuşmalıyım, bakalım onların bilgisi var mı?
“Tony, odam hazır mı? Biraz dinlemek istiyorum.”

“Derhal hazırlanmasını sağlıyorum efendim. Siz buyurun, sanırım akşam yemeği için aşçı size bir şeyler sormak istiyor.”

Tina, gazeteleri katlayıp, düzgünce üst üste dizdi. Çay fincanını tabağına koyup, ayağa kalktı. Mutfağa doğru yürürken aklında Odessa ve yazdığı mektup vardı.

Aşçı ile konuşup odasına çıktı. Çalışma masasının çekmesinden altı ayrı mektup kâğıdı ve zarf çıkardı. Mührünü hazırladı.

Mektupları yazınca Tony’nin gelmesi için zili çaldı. Mektupları acil olarak göndermesini istedi.
Yolanda, dün gece ki davetten geç geldiği için hala uyuyordu. Hizmetçisi Flora böyle zamanlarda çok önemli bir şey yoksa hanımını asla rahatsız etmezdi.

Saat henüz öğleden sonra bir, yaklaşık yarım saat sonra uyanır. Önce bir fincan sade kahve içer, kendisine gelene kadar. Sonra güzel bir kahvaltı ister, ama uyandığında hepsi hazır olmalı, yoksa çok sinirlenir.

Yolanda, hizmetçisini yanıltmadı, saat tam bir buçukta uyandı. Esneyerek, kahvaltıyı bahçede yapmak istediğini söyledi. Flora, diğer hizmetçilere bu isteği iletti. Hanımefendisine sade kahvesini götürdüğünde mektubu da verdi.

“Sen oku Flora, gözlerim hala kapalı.”
“Peki, efendim, mektup Londra’dan Bayan Odessa’dan geliyor.”
“Odessa… Odessa kim ki bu? Devam et dinliyorum.”
“Sizi ve arkadaşlarınızı Londra’ya davet ediyor.”
Yolanda, tek gözünü açıp,

“Tanımıyorum.” dedi.
Kahvesini bitirdi, ayağa kalktı.

“Banyomu hazırlayın, banyodan sonra bir fincan kahve daha istiyorum. Bu pekiyi gelmedi.”
Flora hanımefendisinin fincanını aldı. Birlikte yukarıya çıktılar. Yolanda, küvette köpük banyosu yaparken mektubun bir şaka olabileceğini düşündü. En iyisi hiç bir cevap vermemekti. Banyodan çıktığında yatağının üzerinde hazır bekleyen giysileri giydi.
Zayne, Paris’ten gelen giysi ve aksesuarları kontrol ediyordu.

York ‘un en ünlü, en büyük mağazasının sahibiydi. Ülkenin dört bir yanından gelen müşterileri vardı. Yanında on çalışanı ile onyedi yıldır aile mirası olan bu işi yapıyordu. Kızı eski kocası ile İsviçre’ ye tatile gitmişti. Kendisinin de tatile ihtiyacı vardı, yıllardır erteliyordu. Aklına arkadaşları geldi. Keşke noel tatilinde buluşabilsek diye düşündü. Arabasına binip, eve geldiğinde kapıda onu karşılayıp kürkünü alan uşağı Braun yemeğin hazır olduğunu söyledi.

“Çok yorgunum ama çok da acıktım Braun.”
“Efendim, ayrıca bu sabah bir mektup geldi size.”
“Kimmiş bana mektup yazan?”
“Bayan Odessa.”
“Yemekten sonra okurum, çalışma masama koymanızı rica ediyorum.”
Braun, hanımının yemeğe hazırlanması için odasına kadar refakat edip, mektubu masaya koydu ve odadan çıktı.

Zayne, banyosunu yapıp, rahat giysiler giyinip aşağıya indi. Yemeğini yedikten sonra tekrar odasına çıktı. Yorgunluğu artmıştı, geceliğini giyip, masasının üstündeki mektubu aldı. Yatağına uzandı, okuma lambasını yakıp mektubu okumaya başladı.

Tanımadığı bir insandan gelmişti mektup, özlediği dostlarıyla birlikte davet ediliyordu. Tam da bugün onları düşünmüştü.

Aydan Erdoğan

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberdosyasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
medya sponsorluğu, girişimcilik, bodo, ilaçlama, evden eve nakliyat, malatya rent a car, haberler, tüp mide ameliyatı, istanbul böcek ilaçlama, evden eve nakliyat, gezi bülteni, raf sistemleri, ahşap kompozit deck, arçelik bayii adana, spotçu izmir, ingiltere aile birleşimi sınavı