Hatay’ın 83. yıl gururu
Fransız işgalinde olan ve yaklaşık 20 yıl süren mücadele sonrasında bağımsızlığını ilan ederek kurulan Hatay Devleti, 29 Haziran 1939’da Hatay Devleti Millet Meclisi’nin aldığı karar ile Türkiye’ye katıldı. Türkiye Cumhuriyeti ise 7 Temmuz 1939’da yasa ile Hatay ilini kurdu ve 23 Temmuz 1939’da Fransız birliklerinin bölgeyi terk etmesi ile Hatay tamamen anavatana bağlandı. Hatay, ana vatana katılışının 83. yıl dönümü kutlamalarına hazırlanıyor.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Hatay’ın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından gözünün Türkiye’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün de gözünün Hatay’da olduğunu söyledi. Atatürk’ün hem diplomatik hem de fiilen bir süreç başlattığını anlatan Savaş, “Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye ve Almanya mağlup tarafta kalınca İtilaf Devletleri Anadolu’daki bütün emellerini yapmak için dört bir yandan yurdumuzu işgal ettiler. Önce İngilizler İskenderun tarafından işgal etmek istediler ama daha sonra Fransızlar Hatay’ı işgal ettiler ve bu işgal ile birlikte Hatay’ın kurtuluş mücadelesi başladı. Bu kurtuluş mücadelesi yaklaşık 20 yıl sürdü. Bu sürede Hatay’ın farklı bölgelerinde insanlarımız bağımsızlık mücadelesi vermek için önce bireysel, daha sonra çeteleşerek bağımsızlık mücadelesini başlattılar ve 20 yıl sürdü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu’yu kurtardıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş ve gözü Hatay’daydı. Diplomatik bir süreç başlattı, hem de fiilen buradaki kurucu cumhurbaşkanımız, başbakanımız ve meclis başkanımız olmak üzere bunların aracılığı ile Hatay’ın kurtuluşuna büyük emek verdi. Sonuç itibarı ile Atatürk’ün de büyük desteği ile Hatay 1938’de bağımsızlığına kavuştu. Hatay’daki bütün parlamenterlerin gözü halkla birlikte Türkiye’deydi. 10 ay 20 gün süren bağımsız devlet sonucunda kendi isteğimizle parlamentomuzu feshettik ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir şehri olmayı kendi isteğimizle kabul ettik. Türkiye Cumhuriyeti de bizi kabul etti. Bağımsızlığımızı kazandığımızda bile Türkiye’nin anayasasını ve İstiklal Marşı’nı kullandık. Bayrağımızdaki tek farkımız yıldızımızın rengiydi. O da anavatana katıldıktan sonra bayrağımız tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı oldu” dedi.
"Deniz ve kara güvenliği konusunda kale"
Hatay’ın anavatana katılmasının Türkiye Cumhuriyeti için özellikle deniz ve kara güvenliği konusunda kale olduğunu belirten Savaş, şöyle devam etti:
“Bu coğrafya o kadar değerli ki, değerli olduğu için de 13 medeniyet, 27 kültür yaşamış. Birçok dışarıdan gelen insanların hücumuna uğramış. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin bir kalesi olmuş ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hakları konusunda konuştuğunda özellikle Hatay, coğrafyasının iki katı deniz alanına sahip olduğu için de Türkiye Doğu Akdeniz’de hak talep edebiliyor. Ayrıca Ortadoğu’da çıkan petrolün, doğalgazın taşınması için stratejik konumdadır. Bu kadar jeostratejik ve jeopolitik yerde olması dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlıktan sonra özellikle deniz ve kara güvenliği konusunda kale olmuştur. Biz kendimiz bağımsızlığımızı kazandık ama Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdi olmaktan onur duyduk ve Türkiye’de bu vatan toprağını kazanarak bundan sonraki süreç içerisinde kendi güvenliği adına önemli kaleyi fethetmiş oldu. Verimli topraklarımız var, denizimiz ve ticaret konusunda da 15 ülkeye ticaret yapma şansımız var. Hatay hem bizim için hem Türkiye için çok stratejik değerli bir coğrafya. Yani hem Hatay hem Türkiye kazanmış. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisinin bizzat vermiş olduğu bir isimdir Hatay. Hatay’ın anavatana katılışını kutluyoruz ama bağımsızlığını da kutluyoruz. 23 Temmuz 1939 hem Hatay’ın kurtuluş günü hem de anavatana katılış günüdür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlarımızı sunarken onu rahmetle, minnetle ve saygı ile anıyoruz” dedi.
"Onlar bize gelmezse biz onlara gideriz"
Hatay Devleti Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in torunu eğitimci ve yazar Mehmet Mursaloğlu ise Hatay’ın özbeöz Türk yurdu olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"Tarihler boyunca, yüzyıllar boyunca Hatay bölgesi işgalci ülkelerin iştahını kabartmıştır. Zaten 20 yıl süren Fransız boyunduruğu altında Fransızların burayı neden işgal ettiği araştırıldığı zaman sömürgeci devletlerin niye geldiği çok belli. Aslında buraya ilk gelenler Almanlardır 1913 yılında, daha sonrasında Fransızlardır. Hal böyleyken Hatay bölgesinin Atatürk’ün tamamıyla siyasi dehasıdır bu bölge stratejik açıdan. ‘Şimdilik yapacak bir şeyimiz yok’ demesine rağmen asla Hatay bölgesini aklından çıkarmıyor. Zaten 1916-1918 yılları arasında kafaya koymuş ama kimseyle paylaşmıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan beyefendinin yaptığı işleri bu manada takdirle karşılıyorum. Sınır ötesi yapılacak o operasyon olmasaydı şimdiye kadar sınır bölgesinde birçok ilimiz çok daha zor günler yaşardı. Çünkü 100 yıl önceki yapılan projeler Misak-ı Milli’nin dışında kalmasına rağmen hala dış güçlerin buradaki emelleri bitmedi, bitmeyecek. ‘Onlar bize gelmezse biz onlara gideriz’ diye Belen’deki yapılan King Crane Komisyonunda alınan kararda Amerikan heyeti soruyor, ‘Gönlünüze en yakın ülke neresidir?’ ’Türkler’ diyor Türkmen Zade Ahmet Ağa. ’Türkler gelmeyeceğine göre hangisine gitmek istersiniz?’ Milli kıvılcımın ilk parolasını, ilk işaretini Belen’de yakıyorlar. ‘Onlar bize gelmezse biz onlara gideriz’ diye. Bundan dolayıdır ki Hatay bölgesi 4 bin yıllık Türk yurdudur. Atatürk’ün özellikle bu bölgeye önem vermesinin sebeplerinden bir tanesi de bu bölgenin özbeöz Türk yurdu olmasıdır."
Türkiye ile Hatay arasında herhangi bir anlaşma olmadığını, tarihin yanlış anlatıldığını belirten Mursaloğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hatay’la ilgili bu zamana kadar ne bir anlaşma ne bir antlaşma yapmamıştır. Asla böyle bir şey yok. Yine kendi tarihimizi yanlış anlatarak veya söylemler yaparak insanlarımızın beynini bulandırıyorlar. 400 yıl Osmanlı İmparatorluğu boyunduruğu altında kalan Suriye, özellikle Halep kenti Osmanlı’nın son uç noktasıdır, güneydeki son uç noktasıdır. Bundan dolayıdır ki Halep bir Türk ilidir. Hatay bir Arap ülkesi değildir, Arap bölgesi de değildir. Burası özbeöz Atatürk’ün bize emanet ettiği Türk yurdudur. Burası ilhak olmamıştır, burası iltihak olmuştur. Çünkü ilhak olsaydı Atatürk zorla yaptırmış olurdu. Hatay’da yaşayan insanların tamamen gönüllük esasına dayanan bir Türkiye’ye gitme isteği doğmuştur. Çünkü ayrılmaz bir parçadır” dedi.